Avukat Müjgan Bilgen ÖZGEN; vekalet vermek için 2019’da gittiği noterde işleminin, Türkiye Noterler Birliğinin 21 Mart 2014 tarihli genelgesinde bulunan ve hala yürürlükte olan “görme engellilerin noter işlemleri sırasında iki tanık bulundurma zorunluluğu” nedeniyle yapılmadığını aktararak, uygulamayı onur kırıcı bulup, konuyu Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na taşıdığını dile getirdi.
Yapılan başvuru, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarafından 2022/487 Esas -19.07.2022 kararı kapsamında Başvurucunun talebinin kabulü ile sonuçlanmıştır. Gerekçe gösterilen düzenlemenin “ayrımcılık yasağının ihlali” sayan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun örnek bir karar aldığını vurgulayan Özen, “Bu karar engelliler için çok önemli olacak. Sadece noter işlemleriyle ilgili değil. Engelli bireylerin ayrımcılığa uğradığını kanıtlamak çok zor. Bu somut bir karar ve emsal niteliğinde. Bu emsal olacak. Aynı ayrımcılığı yaşayan tüm görme engelliler, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna başvurduğunda her seferinde 40 bin lira gibi ceza çıkacak.” şeklinde önemli bir açıklamada da ayrıca bulunmuştur.
Avukat Özen, ilgili genelgenin iptali içim Danıştaya da başvurmuştur. Avukat Özen, ayrıca “Bu davada da TİHEK’in kararı çok önemli bir delil niteliği taşıyor.” ifadelerini kullandı. Kararda muhataplar olan Türkiye Noterler Birliği ile ilgili noter hakkında 40 biner lira idari para cezasına hükmedilmiş ve şu ifadelere yer verilmişti: AA haber’ e verilen röportaj bilgisine göre; “Önemli olan husus, engelli bireylerin ‘birer merhamet nesnesi’ değil kendi yaşamları üzerinde karar sahibi hak özneleri olduklarının anlaşılması gerektiğidir. Görme engellilerin Braille alfabesi dışında okuma imkanına sahip olmayan kişiler olarak değerlendirilmeleri, aynı zamanda kalıp yargı içermektedir. Noterlerde gerçekleştirecekleri düzenleme şeklindeki işlemlerde iki tanık huzurunda işlem yapılmasının zorunlu tutulması uygulamasının, görme engellilere yönelik farklı muamelenin nedeni olduğu açıktır. Uygulamanın, okuma yazma bilen, imza atabilen görme engellilere yönelik farklı muamelenin makul ve meşru bir nedene dayanmadığı, farklı muameleye tabi tutulan görme
engelli bireye aşırı ve olağanın ötesinde bir külfet yüklediğinden eşitlik ilkesinin ve ayrımcılık yasağının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.” şeklinde önemli açıklamaları da ayrıca olmuştur.