YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
E. 2020/18675
K. 2023/272
T. 31.1.2023
DAVA : Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 Sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 Sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 Sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 Sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 Sayılı Kanun) 260. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 Sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
KARAR : I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Çaycuma Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18.03.2016 tarihli iddianamesi ile sanık … hakkında iftira suçundan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 Sayılı Kanun) 267. maddesinin birinci fıkrası, 43. maddesinin birinci fıkrası, sanık … hakkında iftira suçundan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 Sayılı Kanun) 267. maddesinin birinci fıkrası, 39. maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılmaları istemiyle dava açılmıştır.
2. Çaycuma 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.06.2016 tarihli kararı ile sanık … hakkında iftira suçundan 5237 Sayılı Kanun’un 267 … maddesinin birinci fıkrası, 58 … maddesi ve 53. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir. Sanık … hakkında ise, 5271 Sayılı Kanun’un 223. maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Cumhuriyet savcısının temyiz isteği,
1. Sanık … hakkında şartları oluştuğu halde 5237 Sayılı Kanun’un 43. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen zincirleme suç hükümlerinin uygulanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğuna,
2. Sanık … hakkında, suçun unsurlarının oluştuğuna, telefonunu kahvehanede unuttuğu ve tanımadığı sanık tarafından kullanılmış olabileceği yönündeki ilk kez kovuşturma aşmasında ileri sürülen savunmasına itibar edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, ayrıca sanık … ile aralarında irtibat olup olmadığının tespiti için sanığa ait telefonun HTS kayıtları getirtilmeden eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğine,
B. Sanık …’in temyiz isteği ise, suçun unsurlarının oluşmadığına, vatandaşlık görevini yaptığına ve etkin bir araştırma ve inceleme yapılmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, sanığın, gerçeğe aykırı olarak, aralarında husumet bulunan katılan tarafından işletilen otelde, yaşı … iki kız çocuğu ve yabancı uyruklu kadınlar tarafından fuhuş yaptırıldığına ilişkin 155 ihbar hattını farklı telefon numaralarından arayarak ihbarlarda bulunmak suretiyle iftirada bulunduğu iddiasına ilişkindir.
2. Kolluk görevlilerince düzenlenen 30.11.2015 tarihli 155 ses kayıtları çözümleme tutanağında 22.11.2015 günü saat 20:26’da 0533… .. .. numaralı telefon hattından arayan ihbarcının, … Pansiyon adlı işyerinde üç tane yabancı uyruklu bayana zorla fuhuş yaptırıldığı ihbarında bulunduğu belirtilmiştir.
3. Kolluk görevlilerince düzenlenen 30.11.2015 tarihli 155 ses kayıtları çözümleme tutanağında 22.11.2015 günü saat 20:58’de 0543 … .. .. numaralı telefondan arayan ihbarcının, … Pansiyon adlı işyerinde üç yabancı uyruklu bayana zorla fuhuş yaptırıldığı yönündeki ihbarıyla ilgilenilmediğini, görevlilerce odalara bakılmadığını beyan ettiği belirtilmiştir.
4. Kolluk görevlilerince düzenlenen 30.11.2015 tarihli 155 ses kayıtları çözümleme tutanağında 29.11.2015 günü saat 18:17’de 0543 … .. .. numaralı telefondan arayan ihbarcının, … Pansiyon adlı işyerinde iki kişinin iki yaşı … kız çocuğunu … çıkararak fuhuş yaptırdıkları ihbarında bulunduğu belirtilmiştir.
5. İhbardan sonra olay yerine giden kolluk görevlilerince düzenlenen 22.11.2015 tarihli tutanakta, ihbar üzerine ihbara konu otel kayıtları incelendiğinde otelde yabancı uyruklu şahısların bulunmadığının tespit edildiği belirtilmiştir.
6. İhbardan sonra olay yerine giden kolluk görevlilerince düzenlenen 29.11.2015 tarihli tutanakta, ihbara konu otel kayıtları incelendiğinde otelde yaşı … şahıs bulunmadığının tespit edildiği belirtilmiştir.
7. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından düzenlenen 19.02.2016 tarihli uzmanlık raporunda, ihbarcı ile sanıklara ait ses örnekleri karşılaştırmasında, sanık …’e ait konuşma örnekleri bakımından benzerlikler, sanık …’ya ait konuşma örnekleri bakımından ise farklılıklar tespit edildiği belirtilmiştir.
8. Katılan anlatımlarında sanık … ile aralarında husumet olduğunu, sanık …’yı tanımadığını beyan etmiştir.
9. Sanık … eşinin kullandığı 0543… .. .. numaralı telefon hattından ihbarlarda bulunduğu kabul ederek kısmi ikrarda bulunmuştur. Ancak sanık …’yı tanımadığını, ona ait telefonu kullanmadığını ifade etmiştir.
10. 0533… .. .. numaralı telefon hattını kullanan sanık … aşamalarda, sanık …’i ve katılanı tanımadığını, olay günü cep telefonunu bir çay bahçesinde unuttuğunu, iki saat sonra gelip aldığını, sanık …’in bu arada cep telefonundan arama yapmış olabileceğini ifade etmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık …’in temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir. Sanık ikrarı, sanığın beyanlarını doğrulayan 30.11.2015 tarihli 155 ses kayıtları çözümleme tutanakları, ihbarların asılsız çıktığına dair 22.11.2015 ve 29.11.2015 tarihli tutanaklar, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından düzenlenen 19.02.2016 tarihli uzmanlık raporu ile tüm dava dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Mahkemenin suçun sabit olduğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, sanığın bu yöndeki temyiz sebebi reddedilmiştir.
B. Cumhuriyet Savcısının temyiz sebeplerinin incelenmesinde ise;
1. Sanık … yönünden;
Olay ve olgular bölümündeki deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın, telefonunu iftira suçunda kullanılacağını bilerek ve isteyerek verdiğine dair kesin bir sonuca varılamamıştır. Bu itibarla, yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının suçun unsurlarının oluştuğuna, mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ve eksik araştırma ile hüküm kurulduğuna yönelik yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2. Sanık … yönünden ise;
5237 Sayılı Kanun’un 43. maddesine göre “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı … bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, 22.11.2015 ve 29.11.2015 tarihlerinde birden fazla defa katılana yönelik iftira içerir eylemlerde bulunması karşısında, atılı suçu işlediği anlaşılan sanığın cezasında, 5237 Sayılı Kanun’un 43. maddesinin birinci fıkrası uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka uygun görülmemiştir.
SONUÇ : 1. Gerekçe bölümü B-1’de açıklanan nedenle Çaycuma 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.06.2016 tarihli sanık …’nın beraatine dair hükümde, Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden Cumhuriyet savcısının temyiz sebeplerinin reddiyle Tebliğname’ye uygun olarak, oybirliğiyle ONANMASINA,
2. Gerekçe bölümü B-2’de açıklanan nedenle Çaycuma 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 07.06.2016 tarihli sanık …’in mahkumiyetine dair hükmün, Cumhuriyet savcısı ile sanık …’in temyiz istekleri yerinde görüldüğünden 1412 Sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oybirliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 31.01.2023 tarihinde karar verildi.