T.C. YARGITAY 12.CEZA DAİRESİ E. 2022/5621 K.2022/9967 T. 13.12.2022



T.C.

YARGITAY

12. CEZA DAİRESİ

E. 2022/5621

K. 2022/9967

T. 13.12.2022

• ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU ( Soruşturma Evresinde CMK’nın 253. Maddesi Uyarınca Sanıklar ile Katılan Arasında Usulüne Uygun Uzlaştırma İşlemleri Gerçekleştirilmeden Dava Açıldığı – Kovuşturma Evresinde de Aynı Kanun’un 254. Maddesi Uyarınca Bu Eksikliğin Giderilmediği/Mahkemece CMK’nın Uzlaşma Başlıklı 253 ve 254. Madde Hükümleri Uygulanmak Suretiyle Sonucuna Göre Sanıkların Hukuki Durumlarının Belirlenmesi Gerekirken Uzlaştırma İşlemleri Tamamlanmadan Yargılamaya Devamla Sanıkların Mahkumiyetlerine Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )

• UZLAŞTIRMA ( Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu – Mahkemece CMK’nın Uzlaşma Başlıklı 253 ve 254. Madde Hükümleri Uygulanmak Suretiyle Sonucuna Göre Sanıkların Hukuki Durumlarının Belirlenmesi Gerekirken Uzlaştırma İşlemleri Tamamlanmadan Yargılamaya Devamla Sanıkların Mahkumiyetlerine Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )

• ZİNCİRLEME SUÇ ( Sanıkların Katılanın Cinsel Mahremiyetine İlişkin Özel Görüntülerini 2013 Yılının Temmuz Ayından Şikayet Tarihine Kadar Katılanın Resmi Nikahlı Eşi Olan Tanığa Mahalle Muhtarı Olan Tanığa Akrabaları Olan Tanığa Değişik Zamanlarda ve Yerlerde Birden Fazla Kişiye Gösterdikleri Kabul Edilmesine Rağmen Yasal Yeterli ve Geçerli Herhangi Bir Gerekçeye Dayanılmaksızın Sanıklar Hakkında TCK’nın 43/1. Maddesindeki Zincirleme Suç Hükmünün Uygulanmamasının Bozmayı Gerektirdiği )

5237/m.134

ÖZET : Dava, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna ilişkindir.

5560 Sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değişik CMK’nın 253/1-a maddesi gereğince uzlaşma kapsamında olan görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı soruşturma evresinde CMK’nın 253. maddesi uyarınca sanıklar ile katılan arasında usulüne uygun uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeden dava açıldığı, kovuşturma evresinde de aynı Kanun’un 254. maddesi uyarınca bu eksikliğin giderilmediği anlaşılmakla, mahkemece CMK’nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, uzlaştırma işlemleri tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi,

Sanıkların, katılanın cinsel mahremiyetine ilişkin özel görüntülerini, 2013 yılının Temmuz ayından şikayet tarihine kadar, katılanın resmi nikahlı eşi olan tanık, mahalle muhtarı olan tanık, akrabaları olan tanık olmak üzere, değişik zamanlarda ve yerlerde, birden fazla kişiye gösterdikleri kabul edilmesine rağmen yasal, yeterli ve geçerli herhangi bir gerekçeye dayanılmaksızın, sanıklar hakkında TCK’nın 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükmünün uygulanmaması, bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Şantaj suçundan sanıklar … ve …’in beraatlerine ilişkin hükümler, katılan sanık … ve katılan sanık … müdafii tarafından, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanıklar … ve … ile katılan sanık …’ın mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar … ve … ile katılan sanık … ve katılan sanık … müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dairemizin 29.06.2022 tarihli tevdi kararı uyarınca; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, sanıklar … ve … hakkında şantaj suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan sanık …’ın ve katılan sanık … müdafiinin temyizi ile ilgili olarak görüş içeren ek tebliğnamenin düzenlendiği belirlenerek yapılan incelemede:

A- ) Sanıklar … ve … hakkında şantaj suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan sanık …’ın ve katılan sanık … müdafiinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;

Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;

Teyzelerinin eşi olduğunu ifade ettikleri katılan sanık … ile katılan …’in cinsel ilişkiye girdikleri ana ilişkin özel görüntülerini ele geçiren sanıklar … ve …’in, talep ettikleri miktarda paranın kendilerine verilmemesi halinde, söz konusu görüntüleri herkese izletip, ifşa edecekleri tehdidinde bulunarak, şantaj suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;

Sanıklar … ile …’e isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, TCK’nın 107/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 107/1. maddesinde şantaj başlığı altında yaptırıma bağlanmış olup, TCK’nın 66/1-e maddesi gereğince anılan suçun asli dava zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, TCK’nın 67/4. maddesi göz önünde bulundurulduğunda kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, zamanaşımını kesen en son işlem olan sanıklar … ve …’in sorgu ve savunmalarının alındığı 06.05.2014 tarihinden itibaren TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımının temyiz inceleme tarihinden önce gerçekleştiği anlaşıldığından, CMK’nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartlar da bulunmadığından, katılan sanık …’ın ve katılan sanık … müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olup, sair yönleri incelenmeksizin katılan sanık …’a yönelik hükümlerin gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanıklar … ve … hakkındaki katılan sanık …’a yönelik kamu davalarının TCK’nın 66/1-e ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince isteme uygun olarak ayrı ayrı DÜŞMESİNE,

B- ) Katılan sanık … hakkında görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan sanık …’ın ve katılan sanık … müdafiinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;

Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;

Katılan sanık …’ın, katılan … ile cinsel ilişkiye girdiği ana ilişkin iki adet videoyu, 2013 yılının Mart ya da Nisan ayında, katılan …’in rızası olmaksızın, akrabaları olan diğer sanıklar … ve …’e vermesi biçiminde katılan sanık …’a isnat edilen eylemin, TCK’nın 134/2. maddesinde tanımlanan görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu, anılan suçun, aynı Kanun’un 139/1. maddesinde yer alan “Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.” şeklindeki düzenleme gereğince şikayete tabi olduğu, katılan …’in soruşturma evresinde Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu “Davamı … A’dan geri çekmek istiyorum” biçimindeki 20.12.2013 tarihli dilekçesinde katılan sanık …’a yönelik şikayetinden vazgeçtiği, her ne kadar 08.09.2015 tarihli duruşmada şikayetçi olduğunu ifade etmiş ise de, faili ve fiili bildiği halde şikayet hakkından feragat eden katılan …’in bundan feragatla yeniden şikayette bulunmasının mümkün olmadığı, dosya içeriği itibariyle de CMK’nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartların bulunmadığı anlaşılmakla; kovuşturmada şikayet koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle katılan sanık … hakkında açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,

Kanuna aykırı olup, katılan sanık …’ın ve katılan sanık … müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; katılan sanık … hakkındaki kamu davasının TCK’nın 134/2, 139/1, 73/1 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE,

C- ) Sanıklar … ve … hakkında görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar … ve …’in temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;

Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;

Katılan …’in; 2012 yılı Haziran ayında, evine temizlik yapmak için gittiği katılan sanık …’la cinsel ilişkiye girdiğini ve bu esnada katılan sanık …’ın cinsel mahremiyetine ilişkin özel görüntülerini kaydettiğini, bir süre sonra, tekrar birlikte olma tekliflerini reddetmesi üzerine, katılan sanık …’ın, kendisinden intikam almak amacıyla, söz konusu görüntüleri, diğer sanıklar … ve …’e verdiğini, bu defa sanıklar … ve …’in gerek 2013 yılının Temmuz ayında evine geldiklerinde gerek sonraki tarihlerde söz konusu görüntüleri başkalarına ifşa edeceklerine dair tehditlerde bulunduklarını ve istedikleri parayı alamayınca görüntüleri başkalarına ifşa ettiklerini beyanla yaşananlardan dolayı sanıklar … ve … ile katılan sanık …’dan şikayetçi olduğuna dair kolluk görevlilerince alınan 03.11.2013 tarihli ifadesi kapsamında başlatılan adli soruşturma esnasında, sanıklar … ve … ile katılan …’in uzlaşmayı kabul etmediklerine ilişkin imzalarının yer aldığı 05.11.2013 tarihli uzlaşma teklif formlarında kolluk görevlisince hangi suçtan uzlaşma teklifinde bulunulduğunun açıklanmadığı, 10.11.2013 tarihli ve sanıklar … ile …’in uzlaşmayı kabul etmediklerine ilişkin imzalarının yer aldığı uzlaşma teklif formlarında ise suçların “Cinsel saldırı, şantaj ve tehdit” olarak yazılıp, kolluk görevlisince bu suçlardan uzlaşma teklifinde bulunulduğu ve aynı tarihte kolluk görevlilerince ifadeleri alınan sanıklar … ile …’in beyanlarının sonunda “Uzlaşmak istemiyorum” dedikleri,

Tamamlanan adli soruşturma sonunda, sanıklar … ve …’in katılan … ve katılan sanık …’a yönelik şantaj suçunu işledikleri iddiasıyla 31.01.2014 tarihli iddianame ile kamu davaları açıldığı ve … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/50 esasına kaydedilen davanın 09.04.2015 tarihli duruşmasında suç duyurusunda bulunulmasını müteakip, sanıklar … ve … ile katılan sanık …’a ait adli sicil ve nüfus kayıtlarının soruşturma dosyasına konulmasıyla yetinilip, sanıklar … ve … ile katılan sanık …’ın katılan …’e yönelik görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işledikleri iddiasıyla 15.04.2015 tarihli iddianame ile kamu davaları açıldığı ve … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/215 esasına kaydedilen davanın 08.09.2015 tarihli duruşmasında sanıklar … ve … ile katılan sanık …’ın savunmaları ve katılan …’in şikayetçi olduğuna dair beyanı alınıp, her iki dava dosyasının birleştirilmesine ve yargılamanın 2014/50 esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine karar verildiği anlaşılmakla,

5560 Sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değişik CMK’nın 253/1-a maddesi gereğince uzlaşma kapsamında olan görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı soruşturma evresinde CMK’nın 253. maddesi uyarınca sanıklar … ve … ile katılan … arasında usulüne uygun uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeden dava açıldığı, kovuşturma evresinde de aynı Kanun’un 254. maddesi uyarınca bu eksikliğin giderilmediği anlaşılmakla, mahkemece CMK’nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanıklar … ve …’in hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, uzlaştırma işlemleri tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde sanıklar … ve …’in mahkumiyetlerine karar verilmesi,

Kabul ve uygulamaya göre de:

a- ) Sanıklar … ve …’in, katılan sanık … ile katılan …’in cinsel ilişkiye girdikleri ana ilişkin özel görüntülerini, katılan …’in rızası olmaksızın, beyanlarına başvurulan birden fazla tanığa göstererek, TCK’nın 134/2. maddesindeki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;

Sanıklar … ve …’in, katılan …’in cinsel mahremiyetine ilişkin özel görüntülerini, 2013 yılının Temmuz ayından şikayet tarihi olan 03.11.2013 tarihine kadar, katılan …’in resmi nikahlı eşi olan tanık Harun, mahalle muhtarı olan tanık C., akrabaları olan tanık Şengül olmak üzere, değişik zamanlarda ve yerlerde, birden fazla kişiye gösterdikleri kabul edilmesine rağmen yasal, yeterli ve geçerli herhangi bir gerekçeye dayanılmaksızın, sanıklar … ve … hakkında TCK’nın 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükmünün uygulanmaması,

b- ) T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 tarihli ve 29542 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar … ve …’in temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin bu nedenlerle 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/ son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanıklar … ve …’in kazanılmış haklarının infazda gözetilerek saklı tutulmasına, 13.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorum yapın