T.C. YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ E.2021/39978 K.2022/24842 T. 7.12.2022

T.C.

YARGITAY

4. CEZA DAİRESİ

E. 2021/39978

K. 2022/24842

T. 7.12.2022

• HAKARET ( Sanık Tarafından Söylenen Sözlerin Katılanların Onur Şeref ve Saygınlığını Rencide Edici Boyutta Olmayıp Rahatsız Edici Kaba ve Nezaket Dışı Davranış Niteliğinde Olduğu Gözetilmeden Sanık Hakkında Mahkumiyet Hükmü Kurulması Bozmayı Gerektirdiği )

• TAHKİR EDİCİ NİTELİK ( Bir Hareketin Tahkir Edici Olup Olmadığı Bazı Durumlarda Nispi Olup Zamana Yere Ve Duruma Göre Değişebildiği – Kişilere Yönelik Her Türlü Ağır Eleştiri veya Rahatsız Edici Sözlerin Hakaret Suçu Bağlamında Değerlendirilmemesi Sözlerin Açıkça Onur Şeref ve Saygınlığı Rencide Edebilecek Nitelikte Somut Bir Fiil veya Olgu İsnadını veya Sövmek Fiilini Oluşturması Gerektiği )

• HAKARET FİİLLERİNİN CEZALANDIRILMASIYLA KORUNAN HUKUKİ DEĞER ( Kişilerin Onur Şeref ve Saygınlığı Olup Bu Suçun Oluşabilmesi İçin Davranışın Kişiyi Küçük Düşürmeye Matuf Olarak Gerçekleşmesi Gerektiği )

5237/m.125

ÖZET : Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olay kapsamında sanık tarafından söylenen sözlerin, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış niteliğinde olduğu gözetilmeden, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması, bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

KARAR : A- ) Sanık hakkında tehdit suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, karar tarihi itibarıyla hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 Sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 Sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık … müdafisinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,

B- ) Diğer hükümlerin temyizine gelince;

Başkaca temyiz isteminin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1- ) Sanık hakkında katılan …’e karşı hakaret suçundan verilen beraat hükmünün temyiz incelemesinde;

Eyleme ve yükletilen suça yönelik, katılan … vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,

2- ) Sanığın katılanlar … ve …’e karşı hakaret eylemine ilişkin kurulan mahkumiyet hükmünün temyizine gelince;

Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olay kapsamında sanık tarafından söylenen sözlerin, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış niteliğinde olduğu gözetilmeden, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması,

Kabule göre de;

a- ) Sanığın eylemini iki mağdura karşı gerçekleştirmiş olması karşısında, TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanması sırasında, cezasında 1/3 oranında arttırım yapılması suretiyle TCK’nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olarak sanık hakkında fazla ceza tayini,

b- ) Sanık hakkında lehe hükümlerin uygulanmasının talep edilmesi ve sanığın savunmasında, hasta olarak gittiği acil serviste bir süre beklemesine rağmen kendisine müdahale edilmediğini, doktorun nerede olduğunu sorduğunda sert bir uslupla cevap verildiğini ve katılan …’in kendisine hakaret ve tehdit niteliğinde sözler söylediğini belirtmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nın 129. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,

c- ) TCK’nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, somut olay kapsamında, hakaret eyleminin acil servisin hangi bölümünde gerçekleştiğinin belirlenmesi ve aleniyet unsurunun ne suretle oluştuğunun tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle sanığın cezasında TCK’nın 125/4. maddesi uyarınca artırım yapılması,

d- ) Bir önceki bentte belirtilen bozma sebebine uyulup, yapılacak değerlendirme sonucunda hakaret eyleminin aleni bir yerde işlenmediğinin anlaşılması halinde; 17/10/2019 gün ve 7188 Sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değişik CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 Sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının ( d ) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasa Mahkemesi’nin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 esas, 2021/4 Sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38. maddesiyle 5237 Sayılı TCK’nın 7 ve 5271 Sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,

SONUÇ : Bozmayı gerektirdiğinden, sanık … müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorum yapın