T.C. YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİ E.2022/8874 K. 2022/17895 T. 8.12.2022

T.C.

YARGITAY

5. HUKUK DAİRESİ

E. 2022/8874

K. 2022/17895

T. 8.12.2022

• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN YOL OLARAK TAPUDAN TERKİNİ İSTEMİ ( Taşınmazın Bulunduğu Bölgede Uygulanan Düzenleme Ortaklık Payı Oranı İlgili Belediye İmar Müdürlüğünden Sorularak Tespit Edilecek Oranda Düzenleme Ortaklık Payı Düşürülmek Suretiyle Taşınmazın M2 Birim Bedelinin Hesaplanması Gerektiği – Emsal Taşınmazdan Kesilen Oran Esas Alınmak Suretiyle Yetersiz Araştırmaya Dayanan Bilirkişi Raporunun Hatalı Olduğu )

• TAŞINMAZIN KAPAMA ZEYTİN BAHÇESİ NİTELİĞİNDE OLMASI ( Ağaçların Yaşlarına Göre Tespit Edilecek Verim Miktarı ile Değerlendirme Tarihi Kilogram Satış Fiyatı ve Üretim Masraflarına Göre Tespit Edilecek Net Geliri Esas Alınarak Kapitalizasyon Faiz Oranı da Uygulanmak Suretiyle Belirlenecek Bahçe Değerinden Taşınmazın Zeminine Ekilebilecek Münavebe Ürün Gelirine Göre Biçilecek Değeri Düşülmek Suretiyle Ağaç Bedellerinin Tespit Edilmesi Gerektiği – Maktu Ağaç Bedeline Hükmedilemeyeceği )

• FAİZ ( Tespit Edilen Kamulaştırma Bedelinin İlk Kararla Ödenmesine Hükmedildiği – İlk Karar Tarihine Kadar Yasal Faiz İşletilmesi Gerekirken Bedelin Bir Kısmı İçin Son Karar Tarihine Kadar Faiz Uygulanmasının Hatalı Olduğu )

• TAŞINMAZIN YÜZÖLÇÜMÜNÜN DEĞİŞMESİ ( Yenileme Sonrası Kamulaştırılan Alanın Değişip Değişmediğinin Tespiti İçin Fen Bilirkişisinden Ek Rapor Alındıktan Sonra Bu Alanın Değiştiğinin Tespit Edilmesi Halinde Değişen Alan Üzerinden Hesaplama Yapılacağı – Yeni Ada Ve Parsel Numarası Üzerinden Karar Verilmesi Gerektiğinin Düşünülmemesinin Hatalı Olduğu )

• VEKALET ÜCRETİ ( Davanın Niteliği Gereği Davacı İdare Lehine Vekâlet Ücretine Hükmedilmemesinde Hukuka Aykırı Bir Yön Görülmemiş ise de Kendisini Vekille Temsil Ettiren Davalı Taraf Lehine Karar Tarihinde Yürürlükte Bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca Maktu Vekâlet Ücreti Takdir Edilmemesinin Hatalı Olduğu – Kamulaştırma Bedelinin Tespiti )

2942/m.10

ÖZET : Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan düzenleme ortaklık payı oranı ilgili Belediye İmar Müdürlüğünden sorularak, tespit edilecek oranda düzenleme ortaklık payı düşürülmek suretiyle taşınmazın m2 birim bedelinin hesaplanması gerekirken, emsal taşınmazdan kesilen oran esas alınmak suretiyle yetersiz araştırma ve eksik incelemeye dayanan bilirkişi raporunun doğru olduğu düşünülemez.

Taşınmazın kapama zeytin bahçesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, ağaçların yaşlarına göre tespit edilecek verim miktarı ile değerlendirme tarihi olan 2017 yılı kilogram satış fiyatı ve üretim masraflarına göre tespit edilecek net geliri esas alınarak, kapitalizasyon faiz oranı da uygulanmak suretiyle belirlenecek bahçe değerinden; taşınmazın zeminine ekilebilecek münavebe ürün gelirine göre biçilecek değeri düşülmek suretiyle ağaç bedellerinin tespit edilmesi gerektiği halde, maktu ağaç bedeline hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.

Tespit edilen kamulaştırma bedelinin ilk kararla ödenmesine hükmedildiği gözetilerek, ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde bedelin bir kısmı için son karar tarihine kadar faiz uygulanması hatalıdır.

Olayda, taşınmazın yüzölçümünün değiştiği anlaşılmakta olup, yenileme sonrası kamulaştırılan alanın değişip değişmediğinin tespiti için fen bilirkişisinden ek rapor alındıktan sonra, bu alanın değiştiğinin tespit edilmesi halinde değişen alan üzerinden hesaplama yapılması ve yeni ada ve parsel numarası üzerinden karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.

Davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön görülmemiş ise de; kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücreti takdir edilmemesi hatalı olup, açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki 4650 Sayılı Kanun’la değişik 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun ( 2942 Sayılı Kanun ) 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi’nin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa İli, Gemlik İlçesi, Engürücük Mahallesi 131 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekilince cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davacı taraftan tahsil edilerek davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; emsal karşılaştırmasının kanunun aradığı şartlara uygun olarak yapılmadığını, İlk Derece Mahkemesi’nin ilk kararında müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedildiği ve bu husus kararın kaldırılması gerekçeleri arasında yer almadığı halde, aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olarak son kararda müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini ileri sürmüştür.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, dava konusu taşınmaz ile aynı konuma, niteliğe ve imar durumuna sahip olan komşu 140 parsel sayılı taşınmaz için değerlendirme tarihi olan 2014 yılı itibarıyla 410 TL/m² değer biçildiğini, bedelin tespit edilmesi esnasında bölgedeki ve emlak fiyatlarındaki gelişmelerin dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 Sayılı Kanun’un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, tespit edilen kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu, böylece mahkeme kararının usûl ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi’nin ilk kararında müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedildiği ve bu husus kararın kaldırılması gerekçeleri arasında yer almadığı halde, aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olarak son kararda müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini, fark bedel olan 1.193.637,80 TL’ye ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin rayicinden ve emsallerinden düşük olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasında kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Anayasa’nın “Mülkiyet hakkı” kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:

“Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”

2. Anayasa’nın “Kamulaştırma” kenar başlıklı 46. maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.”

3. 2942 Sayılı Kanun’un “Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili” kenar başlıklı 10. maddesinin sekizinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:

“… Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerektiğinde hâkim tarafından onbeş gün içinde sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hâkim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder. Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının kamulaştırılma bedelidir ( … ) İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına, hâkim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen bedelin ( … ) veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup, tarafların bedele ilişkin istinaf veya temyiz hakları saklıdır …”

4. 2942 Sayılı Kanun’un “Kamulaştırma bedelinin tespiti esasları” kenar başlıklı 11. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ilgili bölümleri şöyledir:

“15. madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın;

a- ) Cins ve nevini,

b- ) Yüzölçümünü.

c- ) Kıymetini ektileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini,

( … )

e- ) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini,

( … )

g- ) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini,

( … )

Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak Sermaye Piyasası Kurulu tarafından kabul edilen değerleme standartlarına uygun, gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit ederler. “

5. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 Sayılı Kanun ) 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Arsa niteliğindeki Bursa İli, Gemlik İlçesi, Engürücük Mahallesi 131 parsel ( yeni 1451 ada 15 parsel ) sayılı taşınmaza 2942 Sayılı Kanun’un 11. maddesinin birinci fıkrasının ( g ) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla yerindedir. Ancak;

3. Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan düzenleme ortaklık payı oranı ilgili Belediye İmar Müdürlüğünden sorularak, tespit edilecek oranda düzenleme ortaklık payı düşürülmek suretiyle taşınmazın m2 birim bedelinin hesaplanması gerekirken, emsal taşınmazdan kesilen oran esas alınmak suretiyle yetersiz araştırma ve eksik incelemeye dayanan bilirkişi raporunun doğru olduğu düşünülemez.

4. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın yüzölçümü ve üzerinde bulunan ağaç sayısı dikkate alındığında taşınmazın kapama zeytin bahçesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, ağaçların yaşlarına göre tespit edilecek verim miktarı ile değerlendirme tarihi olan 2017 yılı kilogram satış fiyatı ve üretim masraflarına göre tespit edilecek net geliri esas alınarak, kapitalizasyon faiz oranı da uygulanmak suretiyle belirlenecek bahçe değerinden; taşınmazın zeminine ekilebilecek münavebe ürün gelirine göre biçilecek değeri düşülmek suretiyle ağaç bedellerinin tespit edilmesi gerektiği halde, maktu ağaç bedeline hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.

5. Tespit edilen kamulaştırma bedelinin ilk kararla ödenmesine hükmedildiği gözetilerek, ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde bedelin bir kısmı için son karar tarihine kadar faiz uygulanması hatalıdır.

6. Dosya kapsamında yer alan 04.01.2021 tarihli bilirkişi raporundan dava konusu taşınmazın 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 22. maddesinin birinci fıkrasının ( A ) bendi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucunda 1451 ada 15 parsel sayılı taşınmaz olarak tapuya tescil edildiği, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Parsel Sorgulama uygulamasından ise taşınmazın yüzölçümünün değiştiği anlaşılmakta olup, yenileme sonrası kamulaştırılan alanın değişip değişmediğinin tespiti için fen bilirkişisinden ek rapor alındıktan sonra, bu alanın değiştiğinin tespit edilmesi halinde değişen alan üzerinden hesaplama yapılması ve yeni ada ve parsel numarası üzerinden karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.

7. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi’nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön görülmemiş ise de; kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücreti takdir edilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyayı kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorum yapın