T.C.
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
E. 2021/19839
K. 2022/10382
T. 30.6.2022
• YAĞMA SUÇU ( Salt Mağdurun Kendi İç Dünyasındaki Korku ve Endişesiyle Malın Teslimine Yöneldiğinin Anlaşılması Karşısında Mağdura Yönelik Herhangi Bir Tehdit ve Cebir Uygulamayan Sanığın 5237 S. TCK’nun Md. 141/1 ve 143 Hükümleri Gereğince Cezalandırılması Gerektiği Gözetilmeden Yerinde ve Yeterli Olmayan Gerekçeyle Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )
• MALIN TESLİMİNDE CEBİR VE TEHDİT ( Yağma Suçunda Aranan Nitelikteki Ciddi Korkutucu Seviyede Cebir ve Tehdit İçeren Söz veya Hareket Bulunmadığı – Mağdurun Geçmişten Gelen Algı ya da Tasavvuru ya da Psikolojik Durumu veya Ürkek Kişiliği İle Yarattığı Düşünceye de Bu Şekilde Bir Anlam Yüklenemeyeceği/Yağma Suçunun Oluşmadığı )
• SUÇ VASFININ TAYİNİ ( Yağma Suçu – Salt Mağdurun Kendi İç Dünyasındaki Korku ve Endişesiyle Malın Teslimine Yöneldiğinin Anlaşılması Karşısında Mağdura Yönelik Herhangi Bir Tehdit ve Cebir Uygulamayan Sanığın 5237 S. TCK’nun Md. 141/1 ve 143 Hükümleri Gereğince Cezalandırılması Gerektiği )
5237/m.141,143,148,149
ÖZET : Malın teslimi sırasında yağma suçunda aranan nitelikteki ciddi, korkutucu seviyede cebir/tehdit içeren söz veya hareket bulunmadığı, mağdurun geçmişten gelen algı ya da tasavvuru ya da psikolojik durumu ve/veya ürkek kişiliği ile yarattığı düşünceye de bu şekilde bir anlam yüklenemeyeceği, salt mağdurun kendi iç dünyasındaki korku ve endişesiyle malın teslimine yöneldiğinin anlaşılması karşısında, mağdura yönelik herhangi bir tehdit ve cebir uygulamayan sanığın 5237 Sayılı TCK’nın 141/1, 143 maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi, isabetsizdir.
DAVA : Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
KARAR : 5271 Sayılı CMK’nın 288. maddesinin ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.”, aynı Kanunun 294. maddesinin ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.” ve aynı Kanunun 301. maddesinin ”Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık müdafiinin taleplerinin; “öncelikle beraat kararı erilmesi gerektiği.. cebir ve tehdit unsurunun bulunmadığı.. değer azlığından daha fazla indirim yapılması ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine” dair temyiz dilekçelerinde gösterilen hususlar ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden CMK’nın 288 ve 289. maddeleri kapsamında olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yağma suçuna ilişkin 5237 Sayılı TCK’nın 148 ile 150. maddelerinde yer alan düzenlemelere göre, yağma bir kişinin tehdit edilerek veya cebir kullanılarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılınmasıdır. Kanun’un 148. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun temel şekli, 2. fıkrasında senet yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilmiştir. TCK’nın 149. maddesinde yağma suçunun nitelikli hali, aynı Kanun’un 150. maddesinde ise hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amaçlı yağma ile değer azlığı yaptırıma bağlanmıştır. Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.
Cebir, şiddet, tehdit, yağma suçunun zor unsurunu oluşturmaktadır. Zorun bulunmadığı olaylarda, yağma suçunun tipik unsurundan bahsedilemez.
Bu açıklamalar ışığında oluş ve dosya kapsamına göre somut olay değerlendirildiğinde, suç tarihinde deniz sahili kenarındaki bankta oturup telefonla konuşan mağdurun yanına gelen sanığın mağdura hitaben “kapat o telefonu” diye bağırması üzerine korkan mağdurun telefonu kapattığı, sanığın akabinde de mağdurdan saatini kendisinin koluna takmasını istediği mağdurun da sanığın kendisine bir şey yapmasından korkarak saatini sanığın koluna taktığı ve su almak bahanesiyle sanığın yanından uzaklaşarak gittiği kafeden polisi aradığı ve olay yerine gelen polislerin sanığı yakaladıkları olayda, malın teslimi sırasında yağma suçunda aranan nitelikteki ciddi, korkutucu seviyede cebir/tehdit içeren söz veya hareket bulunmadığı, mağdurun geçmişten gelen algı ya da tasavvuru ya da psikolojik durumu ve/veya ürkek kişiliği ile yarattığı düşünceye de bu şekilde bir anlam yüklenemeyeceği, salt mağdurun kendi iç dünyasındaki korku ve endişesiyle malın teslimine yöneldiğinin anlaşılması karşısında, mağdura yönelik herhangi bir tehdit ve cebir uygulamayan sanığın 5237 Sayılı TCK’nın 141/1, 143 maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık M. H. B. müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 22/12/2017 tarih, 2017/342 E. 2017/326 Sayılı kararı ile verdiği ‘istinaf başvurusunun esastan reddine’ dair usul ve yasaya aykırı bulunan kararının, 5271 Sayılı CMK’nın 302/2. madde ve fıkrası gereğince, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, CMK’nın 304/2-a maddesi gereğince dosyanın gereğinin ifası için İskenderun 1.Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, 30.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.